Jüri Röportajları 2015 “ARCHIPRIX-TR 2015 Mimarlık Öğrencileri Bitirme Projeleri Ulusal Yarışması” Nur Çağlar ile Röportaj 1. Lütfen bize kim olduğunuzdan, nerede mimarlık eğitimi aldığınızdan kısaca bahsedin. Merhaba. İsmim Nur Çağlar. Ben 1977 yılında TED Ankara Kolejinden, 1982 yılındaA.D.M.M.A. Mimarlık Bölümünden mezun oldum. 1980-1984 yılları arasında yurt dışında veAnkara’da çeşitli mimari bürolarda stajyer ve mimar olarak çalıştım. 1984 yılında GaziÜniversitesi Mimarlık Bölümünde Araştırma Görevlisi olarak akademik kariyerime başladım.Yüksek Lisans (1986) ve Doktora (1992) derecelerimi Ankara Üniversitesi FBE PeyzajMimarlığı Anabilim Dalında aldım. 1988-1990 yılları arasında iki yıl süreyle HollandaWageningen Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümünde doktora tez araştırması içingörevlendirildim. Tüm akademik unvanlarımı GÜ Mimarlık Bölümünde aldım. 2011 yılındanbu yana TOBB-ETÜ Mimarlık Bölümü kurucu Başkanıyım.Sınırları belirgin olmayan ve aynı zamanda disipliner etkileşime açık bir alanda durduğumusöyleyebilirim. Kent peyzajı mimarlık nesneleriyle kurulur. Dolayısıyla kentsel tasarım, peyzajmimarlığı ve mimarlık ve ilgili bütün tasarım disiplinleri girift bir bünye, kaotik ilişkileryumağıdır. Mimari tasarım bu ilişkileri sorgulayarak yıkar ve her defasında özgün bir öyküolarak yeniden kurar. Bu yaklaşımın benim mesleki pozisyonumu özetlediğine inanıyorum. 2. Bitirme Projenizin konusu neydi? O zamanlar bitirme projeleri için bir yarışma/archiprix var mıydı? Olsa katılır mıydınız? Bitirme Projemin konusu Ankara Çankaya’da Kültür Merkezi Tasarımıydı. 80’li yıllarda KültürMerkezi çok popüler bir mimari programdı. Çeşitli kentlerde kültür merkezleri yapılması içinmimari tasarım yarışmaları açılmaktaydı. Tabii mimarlık okulları da mimarlık gündemindekikonuları birlikte irdelemek üzere stüdyoya taşımaktaydı. Bu durum tasarım yoluylaaraştırmanın kavramlaşmasının temelleri olarak da görülebilir. Aslında bugün de çoğu okuldamimari tasarım stüdyoları benzer yaklaşımlarla yapılandırılıyor. Ancak günün koşullarınauygun olarak evirilmediği durumlarda bu yaklaşım eksik ve yetersiz kalıyor.Bildiğim kadarıyla benim mezun olduğum zamanlarda Bitirme Projeleri için bir yarışma yoktu.35 yıl öncesinden söz ettiğimize göre Archiprix-Tr’nin olmadığını zaten biliyoruz. İçtenliklesöylüyorum ki çevremde hiç kimsenin hocalarımın ve arkadaşlarımın öğrenciler arası birmimari tasarım yarışmasından söz ettiğini, katıldığını veya ödül aldığını duyduğumuanımsamıyorum. İnanıyorum ki; olsaydı katılırdım, ilgisi ve motivasyonu oldukça yükseköğrenciler olarak çoğumuz katılırdık. 3. Projenizi hazırladığınız zamanki “sunum olanakları” ve “tasarımı” bugüne kıyasladeğerlendirebilir misiniz? Mimari tasarıma ilişkin sorunuz bana şunları düşündürüyor; Dijital teknolojilerin ortayaçıkması ve mimari tasarım alanına girmesiyle önemli bir paradigma değişimi yaşandı. Budeğişim, doğal olarak kendi kavram ve düşünme biçimlerini de beraberinde getirdi. Tasarımdüşüncesi, tasarım süreçleri, tasarım dili, biçimi ve gramerlerinde köklü değişimlere nedenoldu. Mimarın tasarımla ve tasarım araçlarıyla ilişkilenme biçimi değişti. Mimarlık, gelenekselzanaatın ve dijital üretimin ötesinde çok yönlü bir pratik hâline geldi. 4. Tasarım sürecinde nasıl bir görev üstleniyorsunuz? Yaptığınız işi nasıl tanımlarsınız? Ben birincil olarak mimarlığın eğitim pratiği alanında yer alıyorum. İdari görevimi de bupratikten ayrı bir yere koymuyorum. Okulumuzun eğitim programını mimarlık ortamınıngelişmelerine açık, dinamik ve sürdürebilir olarak kurgulamak, verdiğim tüm dersler vemimari tasarım stüdyoları deneyimlerim, yaptırdığımız yüksek lisans tezlerimiz ve akademikbilimsel etkinliklerimiz bu pratiğe dahildir. Eylemli olarak da, mentör ve model olarak dakurumumun tüm üretimlerinin içinde olduğumu söyleyebilirim.Mesleki pratikte etkin olarak yer alma olanaklarım herkesçe bilinen nedenlerle oldukça kısıtlı.Ama benim eğitimdeki başlıca pratiğim stüdyoda öğrencilerle tasarım yoluyla araştırmayapmak, deneysel süreçler kurgulamak, mimarlık düşüncesi inşa etmek, söylemi geliştirmek,ve sonuçta elimizdeki her araç, yöntem ve medyayla onu görünür kılmak. Bu süreç benim desürekli olarak kendimi, mesleki kimlik ve kişiliğimi güncellememe olanak sağlıyor. 5. 2015 Archiprix Türkiye için 33 farklı Üniversiteden 168 bitirme projesini değerlendirdiniz. Üniversitelerin katılımını Türkiye Coğrafyası açısından değerlendirebilirmisiniz? Türkiye’deki bitirme projeleri için, konuları, öğrencilerin yaklaşımları veya sunuşteknikleri açısından genel yorumlarınızı alabilir miyiz? Katılım Okulların Türkiye coğrafyasına dağılımını yansıtıyor. Batı yarısı ağırlıklı. Ödüller deister istemez batı yarısındaki okullara gidiyor. Kurumlar ellerindeki en iyi bitirme projeleriniyolluyorlar. Bu projeler aynı zamanda kurumun öne çıkan mimari tasarım değerlerini de ifadeediyor. Yarışmaya sunulan projeleri tasarımsal nitelikleri açısından; olağanüstü, görkemli,sıradan, alışageldik, yenilikçi, stratejik, moda, deneysel, kışkırtıcı, protest ve benzerikavramlarla niteleyebiliriz. Ancak, sonucu sunulan projelerin retoriğinin belirlediğinidüşünüyorum. Burada yarışmaya sunulan materyal aracılığıyla tasarımın nedenleri,beklentileri ve yaklaşımları üzerine doğrudan enformasyon sağlayan dilden söz ediyorum.Bütün anlatım malzemeleri yani metin ve grafik bilgiler ile maketler dikkate alındığındagerekli ve yeterli enformasyonu en güzel dille aktarabilenler öne çıkıyor. 6. Archiprix_tr hakkında genel düşüncelerinizi alabilir miyiz? 2016 yılı ArchiprixTürkiye’ye katılmak isteyenlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz? Ben buradaki bütün konuşmalarımız ışığında yararlı ve iyi bir organizasyon olduğunudüşünüyorum. Öğrenciler için mesleki pratik alanına adım atarken, tam da o eşikte bir durupetrafa bakmanın herkes neler yapıyor, ben bu gelişmelerin neresinde duruyorum demeninbir aracı olabilir. Dolayısıyla bitirme projeleri/diploma stüdyolarının motivasyonunu veperformansını olumlu yönde etkileyebilir.Diğer yandan Archiprix-TR nin mimarlık eğitimi üzerine bir birikim oluşturduğunudüşünüyorum. Bu birikimin mimarlık eğitim pratiği ve ortamına yönelik kuramsaldeğerlendirme yapılmasına ve bu pratik üzerine çok çeşitli bilgiler üretilmesine potansiyeloluşturduğuna ve bu potansiyelin de sürekli olarak değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum.Örnek vermek gerekirse; yarışmaya sunulan bitirme projelerinin eşzamanlı/senkronik olarakokunması günün mimarlık eğitiminin dilinin anlaşılmasına olanak sağlar. Bitirme projelerinintasarımsal nitelikleri arasındaki farklılaşmalar mimarlık eğitiminin paralaksını görünür kılar.Ayrıca bu tasarımlar içinden çeşitli mimarlık manifestoları da çıkabilir. Katılımları geridönerek tarih sırasına göre/diyakronik incelemek ise mimari tasarım eğitiminin tarihselgelişimini görmemizi sağlayabilir. Bu inceleme sonuçları da mimarlığın kuram ve kültürünekatkı sağlar. Dolayısıyla öğrencilere katılmaktan çekinmeyin derim.
Sürdürülebilirlik Danışmanı Arif Künar ile Röportaj
|