Jüri Raporu 30 Kasım 2015 – 1 Aralık 2015, Ankara, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi
Asıl jüri üyeleri Nur Çağlar, Brigitte Weber, Kerem Yazgan, Enis Öncüoğlu, Alexandros Kallegias, sürdürülebilirlik danışmanı Arif Künar ve raportör Işıl Ruhi-Sipahioğlu 30 Kasım 2015 Pazartesi günü saat 10.00-17.30 ve 1 Aralık 2015 Salı günü saat 09.00-18.00 arasında, Ankara’da, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, Sosyal Tesislerinde Archiprix-TR 2015 jüri değerlendirmesi için toplandı. Jüri değerlendirme toplantısı öncesinde Nur Çağlar Vanlı Vakfı tarafından jüri başkanı olarak belirlendi.
Yarışmaya 33 mimarlık okulundan toplam 176 proje teslim edildi. Yarışma şartnamesine uygun teslim edilmemiş olan 8 projenin (2, 3, 4, 5, 6, 11, 14 ve 173 no’lu projeler) raportör raporu ile değerlendirme dışı bırakılmasına karar verildi. Şartnamede belirtilen web adresine yüklemesi yapılmamış olan 3 projenin, diğer tüm belgeleri teslim ettiği göz önüne alınarak jüri tarafından oybirliği ile yarışmaya katılmalarının uygun olduğuna karar verildi. Toplamda 168 proje değerlendirmeye alındı.
Değerlendirmeler kayıt sırasında katılımcılara verilen sıra numaraları esas alınarak yapıldı.
JÜRİ DEĞERLENDİRME SÜRECİ Toplantı çalışmalarına jüri üyelerinin bireysel olarak tüm projeleri değerlendirmesiyle başlandı. İlk elemede olgunluk ve sunum açısından başvuran projelerin ortalama düzeyinin altında kalan projelerin elenmesine tüm jürinin ortak değerlendirmesi ile karar verildi.
1. ELEMEDE; Bu aşamada 50 projenin elenmesine oybirliği ile karar verildi.
1, 8, 10, 13, 18, 19, 23, 26, 29, 31, 36, 40, 41, 45, 54, 60, 61, 62, 67, 68, 76, 78, 84, 90, 92, 93, 94, 101, 105, 106, 111, 113, 114, 116, 117, 120, 125, 126, 128, 140, 143, 146, 147, 153, 162, 166, 169, 174, 175, 176 numaralı projeler oybirliği ile elendi.
2. eleme öncesinde jüri tarafından; projelere dair araştırma düzeyi, temaya ilişkin tutarlılık (araştırmadan proje sonuna kadar olan süreçte), projenin enformatik düzeyde yeterliliği elemeler sırasında göz önünde tutulacak temel kriterler olarak belirlendi.
2. ELEMEDE; 2. elemede 65 proje oybirliği ile elendi.
7, 15, 16, 17, 20, 21, 22, 24, 25, 30, 32, 33, 34, 39, 42, 46, 48, 49, 50, 51, 52, 55, 56, 57, 59, 63, 64, 69, 70, 71, 80, 81, 82, 87, 89, 91, 95, 97, 98, 99, 100, 103, 108, 109, 110, 118, 119, 121, 124, 130, 133, 134, 136, 137, 138, 141, 150, 155, 156, 161, 164, 165, 168, 170, 172 numaralı projeler oybirliği ile elendi.
Jüri 1 Aralık 2015 günü toplantısına 3. eleme değerlendirmesi ile başladı.
3. ELEMEDE; Bu elemede 25 proje oybirliği ile elendi.
27, 37, 38, 58, 65, 73, 74, 79, 83, 85, 86, 96, 104, 112, 115, 122, 131, 132, 142, 151, 154, 158, 159, 167, 171 numaralı projeler oybirliği ile elendi.
4. eleme öncesi, kalan 28 proje arasından bireysel olarak her jüri üyesinin önereceği ilk 9 projenin belirlenmesine karar verildi. 4. eleme aşamasında sürdürülebilirlik danışmanın değerlendirmesi dikkate alınarak, sürdürülebilirlik ödülüne layık görülen projeler arasında oylama gerçekleştirildi.
Her jüri üyesinin ilk dokuz tercihi bir araya getirildiğinde son 17 proje belirlenmiş oldu. Jüri ödül grubunu belirlemek üzere toplantısına devam etti. Belirtilen değerlendirmeye alınan projeler numaralarına göre: 9, 12, 28, 43, 47, 53, 66, 75, 77, 102, 129, 139, 145, 149, 152, 157, 160.
4. ELEMEDE; 12, 35, 44, 53, 66, 72, 77, 88, 102, 107, 123, 127, 129, 135, 144, 145, 148, 157, 160, 163 numaralı projeler elendi. Bu aşamada 20 proje elendi.
ÖDÜL GRUBUNUN BELİRLENMESİ; Ödül grubunun belirlenmesinde kalan bütün projeler kendi içinde değerlendirilerek, araştırma aşamasından proje detaylarına kadar projeyi tutarlı bir biçimde yürütebilmiş olan projelerin seçilmesine dikkat edildi. Oylama sonucunda 9, 75, 149, 152 numaralı projeler mansiyon grubunda yer aldı. 9 no’lu projeye “Serra özel ödülü”nün; 75, 149 ve 152 no’lu projelere ise “eşdeğer mansiyon ödülü” verilmesine oybirliği ile karar verildi. “Sürdürülebilirlik özel ödülü”nün 47 no’lu projeye verilmesine 4’e 1 oy çokluğu ile karar verildi.
İlk üç ödülün 43, 28, ve 139 no’lu projelere verilmesine oybirliği ile karar verildi. Yapılan oylama sonucu bu üç projenin sıralamasına aşağıdaki şekilde karar verildi:
3.Ödül: 139 numaralı proje (oybirliği ile) 2.Ödül: 28 numaralı proje (3’e 2 oy çokluğu ile) 1.Ödül: 43 numaralı proje (3’e 2 oy çokluğu ile)
ÖDÜL GRUBU 1. ÖDÜL Proje 43: Anas Mahli - Bahçeşehir Üniversitesi 2. ÖDÜL Proje 28: Yunus An - İstanbul Teknik Üniversitesi 3. ÖDÜL Proje 139: İrem Coşkun - Yıldız Teknik Üniversitesi SERRA ÖZEL ÖDÜLÜ Proje 9: İnan Tokay - Uludağ Üniversitesi EŞDEĞER MANSİYON Proje 75 : Aybike Batuk - İstanbul Teknik Üniversitesi EŞDEĞER MANSİYON Proje 149: Damlanur İlipınar - Orta Doğu Teknik Üniversitesi EŞDEĞER MANSİYON Proje 152: Melek Güneysu - Dokuz Eylül Üniversitesi SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÖZEL ÖDÜLÜ Proje 47: Çağdaş Delen - İstanbul Teknik Üniversitesi
Jüri Görüşü Türkiye Mimarlık eğitiminde nerede olduğumuza dair fikir sahibi olmamızı sağlaması açısından Archiprix-TR yarışmasının büyük katkıları olduğu düşünülmektedir. Bu anlamda baktığımızda, iyi bir noktada olduğumuz söylenebilir. Jürinin olumlu bulduğu noktalar olsa da, mimarlık eğitimi üzerine düşünülmesi gereken eksikliklerin olduğu görülmektedir. Başvuran projeler arasındaki farklılıkların ve bazı tasarımların gelişimindeki eksikliklerin, okulların diploma projesi stüdyosunu yürütme yöntemleri ve stüdyo beklentilerinin farklılıklarından kaynaklanabileceği düşünülmektedir.
Ödül alan projelerin, tasarıma yaklaşımları, sunum, anlatım yöntem ve teknikleri, konunun işlenmesindeki derinlik, mimari dil ve anlatımları ile öne çıktıkları söylenebilir. Özellikle ilk üçe ve hatta ilk sekize giren projelerin mimari veya fiziksel niteliklerinin ötesinde entelektüel yaklaşımları ile öne çıktıları söylenebilir. Bu sekiz projenin ise yarışmaya katılan projelerdeki çeşitliliği temsil ettiği düşünülmektedir.
Genel olarak; proje paftalarında belirlenen en temel sorunun, tasarıma dair konsept ve mimari kararların aktarılmasındaki yetersizliklerin olduğu görülmektedir. Sunum paftalarının yeterince enformatik olmadığı kanısına varılmıştır. Bu yetersizlik ise projelerin niteliklerinin anlaşılamamasına neden olmuştur. Jüri paftalarda tasarımı anlatmaya yönelik metinlerin uzun olmasını eleştirmiştir. Diploma projesi aşamasındaki her projenin, mimarlık ürünü ve teknik dili aracılığıyla tasarımın niyetini açıklamaya yetkin bir düzeyde olması gerektiğini belirtmiştir.
Mimarlık bölümlerinde diploma projeleri için tespit edilen temaların sıklıkla sosyal ve kültürel yapı kompleksleri olmaları dikkat çekicidir: Müze, kütüphane, kültür merkezleri, opera vb. Türkiye’de elbette bu projelerin sayılarının artması temenni edilirken, diploma projelerinde neden temel ihtiyaçlarımızın (örneğin konut) tema olarak öğrencilere verilmediği jürinin dikkatini çekmiştir.
Ödül alan projelere dair jüri görüşleri
1. ÖDÜL 43 | Jüri Görüşü Sonuç ürünün ne olacağını önceden belirlemeden, bina fonksiyonunun mimariye evirildiği sistematik aşamalar gerekli tüm açılımlarıyla izlenebilmektedir. Bu kadar eğrisel bir forma sahip bir binanın tasarım sürecinde, belirli kuralların tanımlanmış ve sistematik bir şekilde icra edilmiş olması övgüye değerdir. Son ürün veya form özellikle kullanımı dikkate alındığında niyet ile tutarlılık göstermektedir ve hatta daha da geliştirilebilir bir durumda olduğu gözlenmektedir. Proje öncesinde gerekli araştırmaların yapılmış olup; tasarımın sunumunda tüm aşamalar net ve ustaca aktarılmış durumdadır. Proje sonuç ürünün formu ya da estetik değerleri üzerinden değil, mimarlıkta hem deneysel, hem de uygulanabilir olmanın peşinde olması değerli bulunmuştur. Yapısal detayların farkında olarak mimarlığın birçok temel değer ve kavramlarını projesinde ortaya koymuştur .
Proje bu değerlendirmeler ışığında ikiye karşı üç oyla BİRİNCİLİK ÖDÜLÜNE değer görülmüştür.
2. ÖDÜL 28 | Jüri Görüşü Tasarım yeni bir gelişim alanı için “avant-garde” bir yaklaşım ile sosyal ve kültürel içerikli bir konsept tasarımı önerisidir. Proje yalın bir strüktür, bir soyutlamadır. Esnek yapısı sayesinde, dış mekan, doğa ve çevre ile kurduğu ilişki ve çeşitlilik gösteren kullanımlara açık olması övgüye değer bulunmuştur. Doğa ve özgür dolaşımın bütünleşmesi olarak görülmüştür. İstanbul’un Beyoğlu gibi kalabalık mekanlarını andıran bir tasarım önerisi olarak, tam da şehir merkezinde bu tip organik, tanımsız ilişkiler yumağını bulmak mümkündür.
Projenin birçok farklı kullanıma ileride evirilebilecek, sökülüp takılabilir bir konstrüksiyonu temel alarak tasarlanması başarılı bulunmuştur. Proje yerinin İstanbul Bilgi Üniversitesi, Santral Kampüsüne komşu olması, bu farklı kullanımları destekleyebilecek bir kullanıcı profiline sahip olabilmesini sağlayacağı öngörülmüştür.
Önerilen esnek konstrüksiyon sayesinde elde edilen mekanların, gerçekten kolaylıkla inşa edilip edilemeyeceği veya kapalı mekanların modüler bir yapıda olup olmadıkları ve hangi kurallara göre birleştirildikleri anlaşılamamıştır. Önerilen ağ fikri yeterinde aktarılamamış, nasıl şekilleneceği anlaşılamamıştır.
Proje başarılı bir konsept tasarımıdır ve mimari tasarım bilinçli bir şekilde tanımsız bırakılmıştır. 1960’larda ortaya çıkan fütüristik “occupy space” benzeri yaklaşımı izlenmesine rağmen, böyle bir projeyi talep edebilecek kullanıcı profili tartışmalıdır. Alternatif olarak tarifleyebileceğimiz böyle bir projenin tasarımında sadece konsept değil, aynı zamanda tüm sistemin nasıl çalışacağına dair tüm detayların tanımlamış olması ve kendi kendine işletmesini sağlayabilecek bir mimarinin ortaya konulması gerekliliği tartışılmıştır. Bu projenin üniversite öğrencileri tarafından kullanılacağı öngörülürse böyle bir sistemin işleyebileceği kanısına varılmıştır.
Sunumda kullanılan dil başarılı bulunmuştur, ancak tasarımın anlatımında eksikler mevcuttur. Projenin yeri, kimler tarafından kullanılacağı tam olarak tariflenmemiş ve tüm yorum jüriye bırakılmıştır.
Proje bu değerlendirmeler ışığında ikiye karşı üç oyla İKİNCİLİK ÖDÜLÜNE değer görülmüştür.
3. ÖDÜL 139 | Jüri Görüşü Kamusal alanın su ve topografyayla bütünleşmesine verilmiş nitelikli bir mimari yanıt olarak değerlendirilmiştir. Proje endüstri ve konut alanlarını birleştiren ve çeşitli fonksiyonları içeren bir köprüdür. Tasarım fikri açık bir şekilde ifade edilmiştir. Tasarımın merkezine ulaştıran yollar arasındaki zıtlık, ilginç ve farklı deneyimler sunmaktadır. Aslında yol ve sirkülasyon tasarımın kendisidir. Sirkülasyonun aslında binayı tanımlayan bir öğeye dönüşmesi başarılı bulunmuştur. Ancak binanın giriş ve çıkış bölümlerinin tasarımında ve ifadesinde, suyun içinde kalan bölümlerde izlenen yaklaşımın izlenmemesi ve farklı bir şekilde ele alınmış olması eleştirilmiştir. Yalın tutulan sunumlarda ise tasarımın bazı noktalarındaki detay eksikliği eleştirilmiştir.
Proje bu değerlendirmeler ışığında oybirliği ile ÜÇÜNCÜLÜK ÖDÜLÜNE değer görülmüştür.
Serra Özel Ödülü 9 | Jüri Görüşü Projenin hem yerli halk, hem de turist için kentsel dokuyu gözlemlemek için farklı bir yaklaşım sunması başarılı bulunmuştur. Bu yörenin en temel karakteristiği olan suya yaklaşımında bir akvaryum önermesi olumlu karşılanmıştır. Tasarım fikrini aktarma ve sunma biçimi çok başarılı bulunmuştur.
Projenin konsept aşamasında kalarak, sonuna kadar götürülememiş olması; fonksiyona dair önerilen mekansal çözümlerdeki zorlamalar; önerilen ulaşım yolların yürünmesinin zorluğu eleştirilmiştir. Müzenin tamamıyla su altına alınmış olması salt bir konsept fikir olarak kalmış ve ekolojik etkileri değerlendirilmemiştir.
Proje bu değerlendirmeler ışığında oybirliği ile SERRA ÖZEL ÖDÜLÜNE değer görülmüştür.
Mansiyon Ödülü 75 | Jüri Görüşü Tasarım esneklik ve yeşil bina fikrinin buluştuğu kompakt bir bina çözümü önermektedir. Eskişehir yolu gibi bir hız yolunun üzerinde yer almasından kaynaklı, kapalı bir sistem önererek kendi içinde, kendi doğasını yaratmaktadır. Bu anlamda arada kalan bir mekanın potansiyelini ortaya koymakta ve kendi özel-iç alanını yaratmaktadır.
“Yaşayan bir çevrede tasarım laboratuvarı” projenin ismiyle ve önerisiyle bütünleşen bir mimari dil ile yorumlanmıştır. Birçok farklı fonksiyonu barındıran tasarım kompakt bir form içerisinde, tekrarlayan strüktürlerden oluşturması, bir nevi seri üretime atıf olarak görülmektedir. Teknik bir bina diline paralel olarak tasarlanmıştır. Ancak strüktürün projenin kendisini oluşturduğu göz önünde tutulduğunda, strüktürün detaylandırılmamış olması eleştirilmiştir. Tasarım önerdiği çift cidar, kendi enerjisini üretmeye yönelik önerileri ile kendi kendine yetebilen bir binadır.
Proje bu değerlendirmeler ışığında oybirliği ile MANSİYON ÖDÜLÜNE değer görülmüştür.
Mansiyon Ödülü 149 | Jüri Görüşü Tasarımın, bir üretim mekanı olmasını kabullenmesi ve bunu bir mimari dile dönüştürmüş olması övgüye değer bulunmuştur. Tasarımın fonksiyonu ile tutarlı bir şekilde ele alınmış ve mimari dilde abartılara, eklemelere gerek duymadan yalın bir dil oluşturmuş olması olumlu bulunmuştur. Çok basit bir fikirin iy işlendiği düşünülmüştür.
Şeffaf bacalar hem tüm mekanları birbirine bağlar, hem de tüm binayı aydınlatmaktadır. Bu metafor aynı zamanda binanın çevresi için bir simgeye dönüşmesi ve bulunduğu alan için dönüştürücü bir etkisinin olabileceği düşünülmektedir.
Fakat sunumlarda kullanılan görseller başarılı bulunmamıştır. Atrium alanına dair bu kadar detaylı bilgi verilirken, bacaların bulunduğu noktalar detaylandırılmamıştır. Bina modelinin detaylarında tutarsızlık dikkat çekicidir. Baca fikri bu kadar önemliyken, neredeyse üretimine dair malzeme, detay veya strüktür bilgisi verilmemiştir.
Proje bu değerlendirmeler ışığında oybirliği ile MANSİYON ÖDÜLÜNE değer görülmüştür.
Mansiyon Ödülü 152 | Jüri Görüşü Proje çevresindeki alanın gelişimi için önerilen bir konsept tasarımdır. Tasarım fikrinin sunumu, bakanın hayal gücünü canlandırması açısından övgüye değer bulunmuştur. 1960’lardaki Archi-Gram’ın kolaj konsept yaklaşımına benzer tutumu başarılı bulunmuştur. Yerleşim planı tasarımında alınan kararlar açıklanmamakta, okunamamakta ve çeşitli zorlamalar görülmektedir. Mimari bir dil oluşturma çabası görülmemiş, buna karşın birçok farklı dil göze çarpmaktadır. Bu da bir konsept olabilir, ancak bu kararın bir sonraki tasarım aşamasında bir şekilde bu diller arasında bir ilişki içinde olması beklenmektedir.
Sergi alanı olarak çeşitli sorunlar görülmektedir ve sergilenenin gerçekten yeterince kendini gösterebileceği mekanlarının olup olmadığı belli değildir. Dış mekan bazı noktalarda abartılı olarak tasarlanmıştır. Diğer yandan iç mekan tasarımı hakkında fikir verilmemiş, konut alanları yeterli detaylandırılmamıştır. Bu alandaki konut alanın varlığı da tüm fonksiyonlar ile ters düşmektedir.
Proje bu değerlendirmeler ışığında oybirliği ile MANSİYON ÖDÜLÜNE değer görülmüştür.
Sürdürülebilirlik Özel Ödülü 47 | Jüri Görüşü Yeşil veya ekolojik bina tasarımı kriterleri göz önüne alındığından, bu tasarımın yeşil, sürdürülebilir bina olduğundan söz edemeyiz, ancak İstanbul gibi bir yerde kent içindeki gıdayı tarımı sürdürülebilir, tekrarlanabilir yapabilecek bir tasarım olması çok değerlidir. Kentin belli yerlerindeki uygun alanların düşey olarak kentsel bir bahçe, kentsel tarım şeklinde organize edilmesini anlatan onu öneren ve bunu önerirken de bir takım kanunlar ve ihtiyaçlar çerçevesinde bir proje sunan, bir arka planı olan bir projedir. Toplum- tarım ilişkisi, tarımın giderek belli yerlerde kimyasallar ve zehirlerden dolayı toprağın kirlenmesi, hijyenik gıdaya erişim arazilerin azalması, geleceğin tarımı, geleceğin üretimi ile ilgili bir problemlerin var olduğu dünyamıza bir çözüm önerisi getirmektedir. Tekrarlanabilir olması, kentliler için bu tür projelerin günümüzde tüm dünyada yaygınlaşması önemli bulunduğu için bu projeyi sürdürülebilirlik özel ödülüne değer bulunmuştur.
Tekrarlanabilir olması ve kent içinde tarım fabrikalarının tarım binaların olacağı bir proje olarak görülmüştür. Özellikle kule ile podyum, açık alanlarla ile ilişkili kararlar eleştirilmiştir.
Proje bu değerlendirmeler ışığında bire karşı dört oy ile SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÖDÜLÜNE değer görülmüştür.
Jüri raporunun tüm projelerle ilgili görüşler de ilave olmak üzere hazırlanması devam etmektedir. İlave edilecektir. Bilgilerinize sunarız. |